Üvey Anne ve Oğulun Yasak İlişkisi

Hava kararmış, evde sessizlik hâkimdi. Babamın gece vardiyasına kalmasıyla yalnız kaldığımız o akşam, üvey annemle aramızda uzun süredir biriken gerilim iyice su yüzüne çıkmıştı. Oturma odasında televizyon izliyorduk, ama ikimiz de ne gösterildiğine dikkat etmiyorduk. Onun bacak bacak üstüne atarken kısa sabahlığının hafifçe açılması ve bacağının yumuşak teni gözümün önünde dans ediyordu.

“Aç mısın, oğlum?” diye sordu, gözlerini bana çevirirken.

“Biraz,” diye mırıldandım, boğazımda düğümlenen arzuyu bastırmaya çalışarak.

“Ben de öyle.” Hafifçe gülümsedi. “Gel, mutfağa geçelim. Sana bir şeyler hazırlayayım.”

O kalkarken sabahlığının daha da yukarı sıyrılmasıyla kalçalarının dolgun hatları iyice belirdi. Onu takip ederken gözlerimi üzerinden alamadım. Mutfakta tezgâha yaslanmış, buzdolabından malzemeleri çıkarırken eğilip kalkması, içimdeki ateşi daha da körüklüyordu. Birden döndü ve benim ona baktığımı fark etti. Gözlerini kısarak yaklaştı, alnımdan bir tutam saçı geri itti.

“Bir şey mi oldu?” diye fısıldadı.

“Hayır birşey yok” diyebildim sadece, ama kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu.

“Yalan söylüyorsun.” Parmaklarını göğsümde gezdirirken nefesim kesildi. “Biliyorum ne düşündüğünü.”

O an, artık geri dönüş yoktu. Dudakları ansızın dudaklarıma yapıştı. Ağzımın içine diliyle baskın yaparken elleri tişörtümün altına daldı. Tenimde gezinen parmakları, kasıklarımda bir kasılma hissettirdi. Çekinmeden eğildi ve ağzını boynuma yapıştırarak iz bırakan öpücükler kondurdu.

“Beni duşta bekle,” diye fısıldadı. “Hadi.”

Sabahlığını çıkarıp banyoya doğru yürüdü, arkasından akan kumaşın ardında çıplak bedeni parıldıyordu. Peşinden gittim, kapı aralıktı. Suyun sesi duyuluyordu. İçeri adım attığımda buharlı camın ardında silueti belirdi. O an kapıyı çekti ve sırılsıklam bedenini bana doğru itti.

“Beni yala,” diye emretti, sırtını duvara yaslayıp bir bacağını omzuma attı.

O kora dokunmak için diz çöktüm. Parmakları saçlarımda dolanırken, dilimi onun ıslak amının üzerinde gezindirdim. Tuzlu lezzeti dudaklarımda patlarken, inleyişleri duvarlarda yankılandı. Tutkuyla kıvranıyor, kalçalarını iterek daha fazlasını istiyordu.

“Yeter– içeri gir artık!” diye inledi.

Hızla doğruldum, sırılsıklam bedenimi onunkine bastırdım. Kolları boynuma dolanırken, kalçasını kavrayıp kendime çektim. Sertleşmiş aletimi içine kaydırdığımda ikimiz de inledik. Duş suyu üzerimizden akarken ritmik hareketlerimiz hızlandı. Avuçları duvarda kayıyor, ben de her itişte daha derine gidiyordum.

“Evet, böyle! Ah, oğlum– devam et!”

Parmakları sırtımda çiziklar bırakırken, hızımı artırdım. Bacaklarını iyice açtı, götüne bir el atıp parmaklarımla baskı yaptım. Bunu hissedince çığlık attı, kasılarak boşaldı. Sıcaklığı içime çekiyormuş gibi hissettim ve nihayet kendimi de bıraktım.

Su altında soluk soluğa kaldık. Gözlerime bakarak gülümsedi.

“Bunu sakın baban öğrenmesin,” diyerek parmağıyla dudaklarıma dokundu.

Ama ikimiz de biliyorduk: Bu sadece bir başlangıçtı.

Site kullanıcılarımızdan Sümeyye sizinle telefonda konuşmak istiyor. TIKLA VE ARA